KADIN HAKLARI
Kadınlara, genç kızlara ve kız çocuklarına yönelik taciz, cinsel istismar, şiddet ve cinayet, çağımızın en ağır insanlık krizlerinden biridir.
Dünyanın her yerinde kadınlar; evde, işyerinde, okulda, toplu taşımada ve kamusal alanda güvenlik kaygısıyla yaşamaktadır.
Ne yazık ki çoğu olay hâlâ sessizlik, utanç ve baskı ile gölgelenmektedir.
[ozel_alinti]Kadın olmak bedel ödemek değildir; kadın olmak, özgürce yaşama hakkına sahip olmaktır.[/ozel_alinti]
KÜRESEL VERİLER
Sorunun boyutları münferit değil, sistematik ve küreseldir:
• 245 milyon kadın ve kız çocuğu, her yıl mevcut veya eski partnerleri tarafından şiddete uğruyor (UN Women, 2023).
• Her 3 kadından 1’i, yaşamı boyunca fiziksel veya cinsel şiddet görüyor (WHO, 2021).
• 2022’de 51.100 kadın, partneri veya aile bireyleri tarafından öldürüldü. Bu, her 10 dakikada bir kadının yaşamını yitirdiği anlamına geliyor.
Bu rakamlar, kadınların güvenliğinin insanlığın en temel sorunlarından biri olduğunu gözler önüne seriyor.
SOMUT VAKALAR: SESSİZLİĞİN BEDELİ
Yakın zamanda yaşanan bir olayda, iki genç kız, bir taksi şoförünün kendilerini taciz etmesi üzerine şikâyette bulundu. İronik olan, failin de aynı yaşlarda kız çocuklarının babası olmasıydı.
Ancak genç kızlar doğrudan polise değil, önce Taksiciler Birliği’ne başvurdular.
Bu durum mağdurların neden resmi mercilere başvurmakta zorlandığını gösteriyor:
• Korku: “Ya bana inanmazlarsa?”
• Toplumsal baskı: “Ailem, çevrem, toplum ne der?”
• Adalete güvensizlik: “Polis zaten ciddiye almaz.”
Her suskunluk, failleri daha da cesaretlendirir ve yeni mağdurların ortaya çıkmasına yol açar.
TOPLUMSAL VE AİLE İKİLEMLERİ
Şunu sormak gerekir:
Eğer fail, sizin eşiniz, oğlunuz ya da babanız olsaydı ne yapardınız?
• Polise şikâyet mi?
• Karşı tarafı suçlamak mı?
• Olayı saklayıp susmak mı?
Toplumda çoğu kez üçüncü yol seçiliyor: “Aile dağılmasın, çocuklar etkilenmesin, çevre duymasın.”
Ama bu susma kültürü, yalnızca suçluları korur.
[ozel_alinti]Adalet, ancak cesaretle ve hakikati dile getirmekle sağlanır.[/ozel_alinti]
SESSİZLİĞİ KIRMAK: KADINLARIN SESİNE SES KATMAK
Kadınların sessiz kalmasının nedenleri; utanç, tehdit, ekonomik bağımlılık, sosyal baskı ve hukuka güvensizliktir.
Ancak unutulmamalıdır ki:
• Her suskunluk, erkek şiddetine yeni alan açar.
• Kadın olmak sürekli bedel ödemek değildir.
• Kadınlar, yalnızca kadın oldukları için değil, insan oldukları için korunmayı hak eder.
#Susma #KadınHakları #KadınCinayetlerineDurDe
ÇÖZÜM VE POLİTİKA ÖNERİLERİ
Kadınların bedensel ve ruhsal bütünlüğünü korumak yalnızca bireysel değil, aynı zamanda devletlerin ve toplumların yükümlülüğüdür.
- Hukuki Güvence: Taciz ve şiddet vakalarında hızlı yargılama ve caydırıcı cezalar.
• Eğitim: Okullarda toplumsal cinsiyet eşitliği eğitiminin zorunlu hale getirilmesi.
• Kurumsal Politikalar: İşyerlerinde taciz önleme mekanizmaları ve bağımsız başvuru yolları.
• Toplu Taşıma Güvenliği: Kamera sistemleri, acil yardım hatları ve denetimlerin artırılması.
• Psikososyal Destek: Mağdurlara ücretsiz psikolojik danışmanlık, hukuki yardım ve korunma güvencesi.
• Medya Sorumluluğu: Haberlerde mağduru değil faili odağa alan, onur kırıcı dili reddeden yayıncılık.
• Erkeklerin Rolü: Mücadele yalnızca kadınların değil, erkeklerin de sorumluluğudur.
SON SÖZ: KADINLARIN ÖZGÜRLÜĞÜ, İNSANLIĞIN ÖZGÜRLÜĞÜDÜR
Kadın, dünyayı doğuran, besleyen, büyüten ve dönüştüren güçtür.
Kadınlar korunmazsa, aslında toplumun temeli korunmamış olur.
[ozel_alinti]Kadınların özgürlüğü, yalnızca onların değil; tüm insanlığın özgürlüğüdür.[/ozel_alinti]
Biz sustukça karanlık büyür; biz konuştukça aydınlık çoğalır.
Kendi kızımın, ileride doğacak kız torunlarımın ve dünyanın her yerindeki tüm kız çocuklarının hakları için:
[ozel_alinti]“SUSMAMAYI, KADINLARIN SESİNİ DÜNYAYA DUYURMAYI, HAKLARIMIZI SAVUNMAYI, ONURLA VE GURURLA SEÇİYORUM. Çünkü sağlıklı toplumlar ancak kadınların haklarını koruyup güvence altına aldığında yükselebilir.”[/ozel_alinti]
Sevgilerimle
Yeliz Çelebi Ergin
Araştırmacı – Yazar
yeliz-ergin@web.de



