Mustafa AKBABA – Aykan İNAN / MÜNİH
ANMA TÖRENİNE GENİŞ KATILIM
Münih Türk Konseyi tarafından düzenlenen anma etkinliğine, Türkiye’nin Münih Başkonsolosu Süalp Erdoğan ve temsilcilerinin yanı sıra Bavyera Eyalet Meclisi Başkan Yardımcısı Markus Rinderspacher, Münih Göçmenler Meclisi Başkanı Dimitrina Lang ve meclis üyesi Aykan İnan, Yunan-Bavyera Birliği Başkanı Apostolos Kotsis ve Bavyera Yabancılar, Göçmenler ve Entegrasyon Kurulu Üyesi Hamado Dipama, UİD Güney Bavyera Başdanışmanı Özcan Kurt ve CSU’lu siyasetçi Serdar Duran katıldı.
Ayrıca Ludwig Maximilian Üniversitesi Türkoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Hacısalihoğlu, Trabzon ve Karadeniz Kültür Derneği Başkanı Süleyman Aydın ve birçok Türk sivil toplum kuruluşu temsilcisi de törende hazır bulundu.
RİNDERSPACHER: “DEVLET BU CİNAYETLERİ ENGELLEYEMEDİ”
Törenin en dikkat çeken konuşmasını yapan Bavyera Eyalet Meclisi Başkan Yardımcısı Markus Rinderspacher, devletin NSU cinayetlerini engelleyemediğini ve ailelerin haksız yere şüpheli durumuna düşürüldüğünü vurguladı. Rinderspacher, “Habil Kılıç, 38 yaşında başına iki kurşun sıkılarak katledildiğinde ailesi hâlâ Türkiye’deydi. Bugün utanç duyuyorum; çünkü devlet bu cinayetleri engelleyemedi, Bavyera’daki yetkililer aşırı sağı küçümsedi ve aileleri haksız yere şüpheli durumuna düşürdü. Bavyera Eyalet Meclisi’nde iki ayrı araştırma komisyonu kuruldu ve birçok gerçek ortaya çıktı” dedi.
“IRKÇILIK BÜYÜK BİR TEHDİT”
Münih Türk Konseyi sözcüsü Sami Demirel, “NSU terörü, tarihin en acı bölümlerinden biridir. Maalesef birçok kurban ailesi suçluymuş gibi damgalandı. Bu büyük bir skandaldır. Devletin en temel görevi ırkçılıkla mücadele olmalıdır” diye konuştu.
Prof. Dr. Mehmet Hacısalihoğlu ise ırkçılığın yalnızca Türklere değil, tüm Alman toplumuna tehdit olduğunu belirterek, “Habil Kılıç bir şehittir, ruhu şad olsun” ifadelerini kullandı.
“SORUŞTURMALAR HATALARLA DOLUYDU”
Münih Göçmenler Meclisi Başkanı Dimitrina Lang, kurbanlardan Theodoros Boulgarides’i şahsen tanıdığını belirterek, soruşturmaların yanlış yönlendirildiğini hatırlattı: “2001’deki Göçmenler Meclisi, ilk günden ‘Döner cinayetleri’ söylemine karşı çıkmış, soruşturmaların aşırı sağ terör yönüne kaydırılması gerektiğini savunmuştu” dedi.
“İNCİTİCİ MUAMELELER YAŞANDI”
Trabzon ve Karadeniz Kültür Derneği Başkanı Süleyman Aydın, dönemin yetkililerinin açıklamalarına değinerek, kurban yakınlarının incitici davranışlara maruz kaldığını dile getirdi. Aydın, “Habil Kılıç’ı tanıyan üyelerimizden biri, kızına babasına hangi kadın resminin daha çok hoş geleceğinin sorulduğunu anlattı. Bu, insan onurunu zedeleyen bir yaklaşımdı” dedi.
“YASAL BOŞLUKLAR DEVAM EDİYOR”
AGABY üyesi Hamado Dipama, NSU cinayetlerinin siyasi düzeyde hâlâ küçümsendiğini belirterek, “Bugün hâlâ birçok suç ortağı dışarıda serbestçe dolaşıyor. Hatta faillerden biri ‘aşırılıktan ayrılma programı’na alınıp serbest bırakıldı. Bavyera’da ne ayrımcılıkla ilgili bir yasa ne de bir kurum var. En azından Münih’te bir caddeye Habil Kılıç ve Theodoros Boulgarides’in isimleri verilmelidir” dedi.
“IRKÇILIK MİLLİYET TANIMAZ”
Yunan toplumu temsilcisi ve Haar Belediye Meclis Üyesi Apostolos Kotsis ise, “Irkçılık milliyet tanımaz. Bizim görevimiz, bu isimleri unutturmamak ve gelecek nesillere aktarmaktır” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
DAYANIŞMA VE ANMA
Törende Münih Türk Konseyi Başkanı Sami Demirel ve Konsey üyelerine teşekkür edildi. Katılımcılar, NSU terör örgütünün kurbanı olan tüm vatandaşlarımızı rahmetle andı ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.
