
Olayın görünmeyen dinamikleri
Yalova’da yaşanan Güllü vakası, yalnızca bir adli soruşturma konusu değildir. Bu tür vakalar “bir anda yaşanan cinnet anı” diye geçiştirilse de, gerçekte yıllarca biriken duygusal yüklerin ve çözümsüzlüğün sonucudur. Aile içi çatışmalar, bastırılmış duygular ve tedavi edilmeyen travmalar, zamanla büyük felaketlere dönüşebilir.
Çocuk Psikolojisi ve Travmatik Aile Döngüsü
Travmatik aile ortamlarında büyüyen çocuklar çoğu zaman görünmez yaralar taşırlar: bastırılmış öfke, yoğun korku, derin çaresizlik…
Toplum olarak “Anne evladına kıyamaz” deriz — çoğu durumda doğru olsa da, anneler de kendi çocukluk travmalarının taşıyıcısıdır.
Tedavi edilmeyen travmalar, kendini bir sonraki nesilde daha sert ve daha yıkıcı bir biçimde tekrar eder.
Bu, bilimsel olarak da bilinen kuşaklararası travma aktarımıdır.

Annenin Yükü: Görünmeyen Bir Mücadele
Anne olmak çoğu zaman toplumun yüklediği idealize beklentilerin gölgesinde ağır bir sorumluluğa dönüşür. Bir anne yalnızca kendi yaralarıyla değil, çocuğunun acılarıyla da mücadele eder. Destek sistemleri olmadığında bu yük bazen taşınamaz bir hâle gelir.
Toplum ve Sistem: Nerede Yetersiz Kaldık?
Bu tür vakaların artışı tesadüf değildir. Çünkü mevcut sistem, bireyleri korumakta başarısızdır:
- Aile danışmanlığı yetersiz.
- Psikolojik destek mekanizmaları ulaşılmaz.
- Okullar sorunları fark edecek kapasiteye sahip değil.
- Gençlik politikaları üretmiyor, sadece oyalıyor.
- Medya kontrolsüz, sosyal medya toksik.
- Aile içi şiddet hâlâ görünmez kılınıyor.
Sorun bireylerde değil; bireyleri koruyamayan sistemdedir.
Neden Politik Bir Devrim Şart?
Artık küçük düzeltmelerle ilerleyemeyiz; köklü dönüşümler gereklidir.
- Aile koruma politikaları baştan yazılmalı.
- Devlet destekli psikolojik yardım herkes için erişilebilir olmalı.
- Eğitim sistemi duygusal zekâyı ve toplumsal farkındalığı merkeze almalı.
- Medya ve dijital platformlara etik denetim getirilmeli.
- Çocuk koruma mekanizmaları güçlendirilmeli.
- Gençler için umut veren, geleceğe hazırlayan politikalar geliştirilmeli.
Bir toplum ancak bireylerini koruyabildiğinde kendini yeniden inşa edebilir.
Kişisel Bir Tanıklık
Bu sözleri yalnızca akademik bir perspektiften değil, yaşanmışlığın içinden söylüyorum.
Ben de bu döngünün kurbanıydım. Ailem farkında olmadan bana zarar verdi. 12 yaşında okuldan koparıldım, evlendirildim. Hayatın karanlık yerlerinde nefessiz kaldım. Ama ayağa kalktım.
Okudum, araştırdım, kendimi dönüştürmek için yıllarca çalıştım.
Bugün psikoloji öğrencisi olmam tesadüf değil; zorla kapatılan hayatımı kendi ellerimle yeniden açtım.
Bu nedenle gençlere sesleniyorum:
- Okuyun.
- Bilinçlenin.
- Kendinizi keşfedin.
- Bilimin peşinden gidin.
- Kendinizi değiştirin ki toplum da değişsin.
Güllü: Bir Uyarı, Bir Dönüm Noktası
Güllü vakası yalnızca bir adli dosya değil; toplumun artık görmezden gelemeyeceği bir kırılma noktasıdır.
- Bu trajedi bize şunu haykırıyor:
- Aile içi travmalar
- Psikolojik destek eksikliği
- Eğitim sisteminin yetersizliği
- Medyanın kontrolsüzlüğü
- Politik mekanizmaların duyarsızlığı birleştiğinde, felaketler büyür.
Çözüm nettir:
Toplumsal bilinçlenme → politik devrim → aile odaklı reformlar.
Artık görmek, konuşmak ve değiştirmek zorundayız.
Çünkü her geciken gün, başka bir evde yeni bir trajedinin kapısını aralayabilir.
Sevgilerimle
Araştırmacı-Yazar
Yeliz Çelebi Ergin
yeliz-ergin@web.de

