ÖZEL HABER / Mustafa AKBABA
SERKAN YILDIRIM’IN HAYALLERİNİ YIKAN PATLAMA
Adanalı Serkan Yıldırım, 1999 yılında henüz 19 yaşında genç bir girişimciydi. Almanya’nın Nürnberg kentinde “Pilsbar Sonnenschein” adını verdiği barını açmış, farklı kültürlerden insanları bir araya getirmeyi amaçlayan bir “multikulti” mekân hayal etmişti.
Ancak 23 Haziran 1999 sabahı hayatı geri dönülmez şekilde değişti. Barın tuvaletine yerleştirilen bombalı düzenek infilak etti. Tuvalette bulunan el fenerini açtığında bomba patladı. Serkan Yıldırım ağır yaralandı ama mucizevi şekilde hayatta kaldı.
Bu saldırı, NSU’nun (Nationalsozialistischer Untergrund) bilinen ilk eylemi olarak kayıtlara geçti. Ancak o dönemde kimse bu gerçeği görmek istemedi.

“BENİ VE AİLEMİ SUÇLADILAR”
Newsaktuel’e konuşan Yıldırım, saldırının ardından Alman güvenlik makamlarının olayı ırkçı terör saldırısı olarak değerlendirmediğini, bunun yerine şüpheli olarak kendisine ve ailesine yöneldiklerini anlattı.
[ozel_alinti]“Beni ve ailemi suçladılar. Kurban olduğum hâlde şüpheli muamelesi gördüm. İnsanların parmakla gösterdiği, damgaladığı bir hayata mahkûm edildim. Bu sadece beni değil, diğer mağdurları da sessizliğe iten bir durumdu.”[/ozel_alinti]

26 YIL SONRA SESSİZLİĞİNİ BOZDU
Aradan geçen 26 yılın ardından Yıldırım, Nürnberg’de düzenlenen Enver Şimşek’i anma törenine katıldı. Burada Newsaktuel’e yaptığı açıklamada, Almanya’nın hâlâ ırkçılıkla yüzleşemediğini söyledi:
[ozel_alinti]“Eğer polis, saldırıyı ırkçı bir terör saldırısı olarak görseydi, belki daha sonra 9 insan öldürülmeyecekti. Ama yetkililer bu ihtimali görmezden geldi. Almanya hâlâ ırkçılıkla yüzleşmedi. Adalet yerini bulmadı.”[/ozel_alinti]
“OFFENER PROZESS” BELGESEL MERKEZİ
Yıldırım, 2025 yılında Chemnitz’te açılan “Offener Prozess” (Açık Duruşma) belgesel merkezine de katıldı. Bu merkez, NSU’nun kurbanlarının hikâyelerini ve yaşanan adaletsizliği anlatıyor.
Newsaktuel’e verdiği demeçte Yıldırım, bu girişimin önemini şu sözlerle vurguladı:
[ozel_alinti]“Bu merkez, biz mağdurlar için çok önemli. Çünkü sesimizi duyurabileceğimiz, yaşadıklarımızı anlatabileceğimiz bir alan sağlıyor. Almanya ırkçılıkla mücadele etmedikçe adalet yerini bulmayacak.”[/ozel_alinti]
UNUTULAN İLK KURBAN
Saldırıdan sonra polis dosyalarında adı yıllarca “Mehmet O.” olarak geçti. 2004 yılında doğup büyüdüğü Nürnberg’i terk etmek zorunda kaldı. Stuttgart yakınlarında yaşamaya başladı. Kimliği kamuoyundan gizlendi, gerçek adı ancak yıllar sonra ortaya çıktı.
Bu durumun kendisini derinden yaraladığını söyleyen Yıldırım, “Kendi ülkemde bile adım söylenmedi. Ben görünmez bir mağdur oldum” dedi.
“PSİKOLOJİM BOZULDU, HİÇ ÇOCUĞUM OLMADI”
44 yaşına gelen Serkan Yıldırım, yaşadığı travmanın hayatına etkilerini açık yüreklilikle Newsaktuel’e şöyle anlattı:
[ozel_alinti]“Uzun süre Nürnberg’te yaşamaya devam ettim, sonra Stuttgart yakınlarına taşındım. Psikolojim bozulduğu için uzun süre bekar kaldım. Bir süre önce evlendim ama hiç çocuğum olmadı. Hayatımın en güzel yılları elimden alındı.”[/ozel_alinti]
“TÜRKİYE BENİ HİÇ ARAMADI”
Yıldırım, yalnızca Alman makamlarından değil, Türkiye’den de beklediği desteği göremediğini söyledi.
[ozel_alinti]“Ne Nürnberg’deki ne de Stuttgart’taki Türk başkonsolosluğundan tek bir yetkili benimle temasa geçti. Bu beni çok üzdü. Herkes aradı, sordu, destek oldu. Bir tek Türkiye’nin temsilcileri aramadı. Onlar beni insan yerine koymasa da ben ülkemi çok seviyorum. Duyarsız yetkilileri Allah’a havale ediyorum.”[/ozel_alinti]

TOPLUMSAL HAFIZADA BİR YARA
Serkan Yıldırım’ın hikâyesi, NSU terörünün karanlık yüzünü ve kurumsal ihmalleri bir kez daha gözler önüne seriyor. O, hayatta kalan ilk kurban olarak, 26 yıl sonra sessizliğini bozarak hem kendi hem de diğer mağdurların sesi olmaya devam ediyor.
Bugün hâlâ cevapsız sorular var: Bu saldırıları kim organize etti? Kimler göz yumdu? Devlet kurumları neden kurbanların peşine düştü de gerçek failleri görmezden geldi?
Serkan Yıldırım, tüm bu sorulara cevap bulunmasa da, adaletin en azından toplumsal hafızada yaşatılmasını istiyor:
[ozel_alinti]“Benim için gerçek adalet belki hiçbir zaman gelmeyecek. Ama bizler sesimizi yükseltirsek, gelecekte başka çocuklar aynı acıları yaşamaz.”[/ozel_alinti]



