Arkadaşlar,

bu seçim diğerlerinden farklı bir seçim olacaktır. Değişen dünya, Avrupa ve Almanya’da aşırılık ve popülist söylemler epey bir zamandır gündemi belirlemektedir.

Biz Türkler olarak sandıklara gittiğimizde elimizi vicdanımıza koyup oy atmamız elzemdir. Bugün 4 milyon Türk’e ev sahipliği yapan, 2. Cihan Savaşı sonrası 1961 yılından itibaren kalkınmasına büyük emek verdiğimiz Almanya’nın müreffeh kalması, iç huzurun korunması ve Türk-Alman dostluğunun devam ettirilmesi samimi arzumuzdur.

Maalesef geçmiş seçimleri mercekle aratacak sıkıntılı bir atmosferde seçim süreci yaşadık. Mültecilerle yatıp mültecilerle kalkan, yabancıları cadılaştıran söylemlere hepimiz şahit olduk. Gün geçmiyor ki bir camimize saldırı olmasın. Siyasi partilerin sözcüleri mikrofonu alınca yabancıya vurmadan bıraktığına şahit olmadık. Kurgu filmlerini andıran kalabalıklara arabayla periyodik saldırılar bu işin adeta manivelası oldu.

Bu seçim öncesinde Türkler olarak umduğumuzu bulamadık.

Yahu, 1961’den beridir Almanya’nın her kaldırımında, her fabrikasında, her okulunda izi olan Türklere hakkını teslim etmek, Türklerin çalışkanlığını, aile yapısını takdir etmek, nüfusuyla, üretimiyle gayri milli hasılaya katkıda bulunan Türklere teşekkür edip, temsil ve yönetme mekanizmalarında fırsatlar vermek bu kadar mı zordu?

Türkler, gün geçtikçe bozulan ekonominin tekrar düzelmesi için canla başla çalışırdı. Bu seçimde de olmadı. Seçilecek sıralarda adam gibi adayları göremedik. Ekseriyetle cımbızla seçilmiş ve seçim sonrası bize sövecek tipleri aday olmuşa benziyor.

Olsun, bu seçimde böyle olsun.

Değerli okurlarım,

Bugün kullandığınız oyların Türk-Alman dostluğuna fayda sağlaması dileğiyle hepinize huzurlu bir pazar diliyorum.

Eyüp Tanrıverdi